Hamburg Türk Basın Birliği’nin organizesinde, Hamburg Türk Avukatlar Birliği iş birliğiyle ”Vatandaş Soruyor, Avukatlar Cevaplıyor” paneli gerçekleşti. Hamburg Türk Toplumu (TGH)’da yapılan panelin moderatörlüğünü Hamburg Haber Yayım Sorumlusu ve HTBB Başkan Yardımcısı Ahmet Durmuş üstlenirken, farklı uzmanlık alanlarında çalışan avukatlar vatandaşlardan gelen hukuki soruları cevapladılar.
Panelin açılış konuşmasını yapan HTBB Başkanı Mehmet Atak katılımcıları selamlarken, vatandaşlara faydalı olabilmek amacıyla Hamburg Türk Avukatlar Birliği iş birliğiyle bu panelin düzenlendiğini söyledi. Atak, avukatlarla ilgili bir fıkra anlattı ve gelenlere teşekkür etti. Panele katılan avukatlar; Av. Kemal Su, Av. Süleyman Çevik, Av. Bahadır Köksal, Av. İlknur Çakmaklı, Av. Melisa Kaplan ve Av. Subhan Özseçilmiş kısaca kendilerini tanıttılar. Farklı uzmanlık dallarında çalışmalarını sürdüren avukatlar, vatandaşlardan gelen farklı soruları yanıtladılar.
“Türk toplumuna karşı bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz”
Ceza Avukatı olan Kemal Su, Salı gününe kadar başkanlığını yaptığı Hamburg Türkçe Konuşan Avukatlar Derneğinde olduklarını, bu derneğin feshedildiğini ve Hamburg Avukatlar Birliği olarak devam edileceğini duyurdu. Mesleki bir kurum olduklarını hatırlatan Su, “Türk toplumuna karşı bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. Özellikle ırkçılık konusu ve biz de maruz kalıyoruz” dedi. Türk kökenli avukat sayısının arttığı, hâkim ve savcıda aynı artışın olup olmadığı sorusunu cevaplayan avukatlar, “Var ve daha da olacaktır. 5-10 sene içinde Almanların emekliye gitmesiyle bu alandaki yerler açılacak” şeklinde yanıtlandı.
Sorular-Cevaplar
Çifte vatandaşlıkla ilgili soruda, çifte vatandaşlık yasasının henüz yasalaşmadığına dikkat çekilirken, yasa yürürlüğe girdiğinde başvuruların yüksek olacağından işlemlerin uzun sürebileceği belirtildi. Avukat Kemal Su, diğer ülke vatandaşlarının çoğunun çifte vatandaşlığı alabildiğini, bu konuda Türklere çifte standart uygulandığını söyledi.
Almanya’dan Türkiye’ye araba götürüldüğünde arabanın en fazla 780 gün Türkiye’de kalabileceğini, bu süre sonunda arabanın tekrar Almanya’ya getirilmesi gerektiği vurgulandı. Araba, vekalet edilen kişi tarafından Türkiye’ye götürüldüğünde ise, vekalet verilen kişinin arabayı Almanya’ya getirmesi gerektiği, aksi taktide sorun çıkacağı belirtildi. Türkiye’de kaza yapıldığında hasar tespitinin Almanya’da yapılması, suçsuz durumda sigortadan masrafların karşılanacağı bilgisi verildi. Türkiye’ye araba götürmek isteyenlerin mutlaka yurt dışı sigortası yaptırmasının önemine dikkat çekildi. Emeklilik ile ilgili soruda emeklilik şartları yerine getirildiğinde, günlük 190 TL borçlanarak emekli olunabileceği bildirildi. Gurbetçilerin Türkiye’de sağlık kuruluşlarından sadece acil durumlarda yararlanabildiği ile ilgili soruda, iki ülke arasında yeniden bir anlaşma yapılması gerektiği, anlaşmadan sonra sağlık kurumlarından yararlanabileceği bilgisine yer verildi.
Bilgi paylaşımı ile ilgili, Almanya’da yaşayan bir kişinin Türkiye’deki bankalarda hesabı olması durumunda, Almanya’da ikameti varsa, alman telefon numarası ve alman elektronik adresi olduğunda, bu bilgilerin otomatik bilgi paylaşımı çerçevesinde bilgilerin Almanya’ya paylaşıldığına dikkat çekildi. Banka hesaplarında kişinin 5 bin eurodan fazla olduğu durumlarda ikametin Türkiye’ye alınabileceği belirtildi.
Irkçılığın yaşanması
Alman polisinin gençleri bir arabayla durdurduğunda nasıl davranılması gerektiği sorusu üzerine, polisin yaptığı herhangi bir işlemde, gerektiğinde itiraz edilebilmesi açısından not alınmasının önemli olduğu açıklandı. Tahrike girilmemesi, fiziksel itirazların yapılmamasının dikkate alınması, polislerin hukukçu olmadıkları, onların da hata yapabileceği bilgisi verilen cevapta, en doğrusunun bir avukata başvurmak olduğu belirtildi. Polisin vatandaşa şiddet uyguladığında, polisin küçük mazeretlerden dolayı dava açtıklarının yaşandığı belirtilirken, örnek olarak bir Türk vatandaşının polis çağırdığında mahkemeye suçlu olarak çıkabildiğine dikkat çekildi. Irkçılığın bir yüzünün yaşandığı bu durumlarda mümkün olduğu kadar avukatsız mahkemeye çıkılmaması vurgulandı.
Avukatların bir suçluyu savunmaları ile ilgili soruda, avukatın görevi suçluyu adaletten korumak değil, yasalar çerçevesinde vatandaşın hakkını korumak olduğu, bir suçlunun da yasal hakları olduğu aktarıldı. Velayet hakkı, miras, cezaevinde çalışan kişilere prim ödeme, göç yasası, Gençlik Dairelerinin çocukları ailelerden alması konularında sorulan sorular, kendi uzmanlık alanına giren avukatlar tarafından cevaplandırıldı.
Hamburg Türk Toplumu (TGH)’nun Altona Hospitalstr. 111, adresindeki yerleşkesinde Hamburg Türk Basın Birliği üyelerinin ve Hamburg Türk Avukatlar Birliği’nin özverili çalışmasıyla gerçekleşen ve katılımcıların karşılaştıkları ve yaşadıkları her türlü sorunlarını sorabildikleri etkinlik yaklaşık 5 saat sürdü.